1- Neden hiçlik yerine bir şeyler var?
Bu soruyu sadece insanlar için düşündüğümüzde “Varoluş amacımız nedir?” noktasına geliyoruz. Daha geniş baktığımızda ise; “Gezegenler, galaksiler, evren neden var? Bir amaca hizmet ediyor mu? Neden bu kadar net fizik kurallarıyla yönetilen bir evrende yaşıyoruz ve bu kuralların tam olarak böyle olmasının bir sebebi var mı?” diye düşünmeye başlıyoruz.
2- İçinde yaşadığımız evren gerçek mi?
Bu klasik Kartezyen soru aslında etrafımızda gördüğümüz şeylerin gerçek mi yoksa görmediğimiz bir güç tarafından yönetilen bir illüzyon mu olduğunu nasıl algılayabileceğimizi sorar. Örneğin Matrix filminde olduğu gibi aslında bir bilgisayar programı içinde yaşayan simülasyonlar olup olmadığımızı nasıl anlarız?
3- Özgür irademiz var mı?
Determinizm ikilemi olarak da bilinen bu soru, eylemlerimizin geçmişte gerçekleşmiş bir eylemler zincirinin bir sonucu mu olduğu yoksa tamamen özgür bireyler olarak mı karar verdiğimizi sorguluyor. Filozoflar ve bazı bilimciler binlerce yıldır bu soruyu kendilerine soruyor ve yakın zamanda bir cevap bulunabilecek gibi de durmuyor.
4- Tanrı var mı?
Basitçe ifade edecek olursak, tanrı var mı yok mu bilemeyiz. Hem ateistler hem de inançlı kimseler bu sorunun cevabını bildiklerini iddia etseler de neticede elimizde olan bilgiler agnostiklerin haklı olduğunu gösteriyor. Şu anda evreni birisinin yönetip yönetmediğine dair büyük iddialarda bulunabilecek kadar evrenin iç yapısına hakim değiliz.
5- Ölümden sonra yaşam var mı?
Ölülerle konuşamadığımız için bu soruya da net bir cevap bulabilmemiz mümkün değil. Materyalist bakış açısına göre vücut ölünce hayat da biter. Hem klasik Newton/Einstein bakış açısıyla hem de kuantum mekanikleriyle değerlendirdiğimizde bu evrende (ya da evrenlerde) sadece tek bir kez yaşayabilmemizi gerektiren bir sınır bilgisi yok. Bu durum bir çok insanın cennet-cehennem ve reenkarnasyon gibi kavramların da denklemin içine almasına neden oluyor.
6- Herhangi bir konuyu objektif olarak algılamak mümkün müdür?
Çevremizde olan biteni sadece kendi duyu organlarımız ve beynimiz ile algıladığımız için algıladığımız hiçbir şeyin bizim fikirlerimizden bağımsız olmasının mümkün olmadığı dolayısıyla objektivitenin sadece bir kavram olarak var olduğu düşünülüyor.
7- En iyi ahlaki sistem hangisidir?
Neyin doğru neyin yanlış olduğuna hiçbir zaman tam olarak karar veremeyeceğiz. Tarihin her döneminde filozoflar, din bilimciler ve politikacılar insanların nasıl davranarak en doğru şekilde yaşayacağını bulduklarını iddia etmişlerdir. Ancak bu hiçbir zaman o kadar kolay olmadı. Hayat kesin etik kuralları yerleştirmek için fazla karmaşık. Altın Kural (kendine nasıl davranılmasını istiyorsan başkalarına o şekilde davran) genel olarak kabul görüyor ancak ahlaki otonomiyi gözardı ediyor ve adaletin ceza vermesine imkan bırakmıyor.
Yorum Gönder
Yorum yaparken, içerik konusuyla alakalı yorum olmasına ve yazım/dil bilgisi kurallarına uymaya lütfen özen gösterin.