1. Madisonville, Tennessee, 1937: 34 Yaşındaki Homer Peel, 12 Yaşındaki Gelini ile Evleniyor
1937 yılında Tennessee, Madisonville'de 34 yaşındaki Homer Peel, 12 yaşındaki geliniyle mahkeme merdivenlerinde öpüşürken görüntülenmiş. Bu kare, dönemin yasaları ve sosyal normları hakkında derin düşünceler uyandırıyor. Çocuk yaşta evlilikler o dönemde bazı bölgelerde yasa dışı değildi. Ancak bu tür evlilikler, günümüzde birçok ülkede çocuk istismarı olarak kabul edilmekte ve yasalarla engellenmektedir. Bu fotoğraf, toplumsal değişimlerin ne kadar hızlı gerçekleştiğine dair bir anıttır.
2. 1945: Rujlu Katilin Frances Brown’un Duvarına Bıraktığı Mesaj
1945 yılında Rujlu Katil, Frances Brown’un evinin duvarına şu mesajı bırakmıştı: "Tanrı aşkına, beni yakalayın. Daha fazla öldürmeden duramıyorum." Bu ürpertici mesaj, Amerika’nın karanlık suç tarihinden bir sayfa olarak kayıtlara geçti. "Rujlu Katil" lakabıyla bilinen William Heirens, Chicago'yu dehşete düşüren bir dizi cinayet işlemişti. Yakalandıktan sonra Heirens, bu cinayetleri işlemediğini iddia etti ve zihinsel hastalıkları nedeniyle suçu kabul etmek zorunda kaldığını öne sürdü. Suçların işlendiği dönemde medya, bu korkunç olayları büyük bir sansasyon haline getirdi. Heirens, 65 yıl boyunca hapiste kaldı ve 2012'de öldü.
3. 1921: Samara Bölgesi, Sovyetler Birliği'nde İnsan Kalıntılarının Satışı
4. Salem Cadı Mahkemeleri Zindanları, 1690’lar
1690'larda Salem Cadı Mahkemeleri sırasında kullanılan bu zindan hücresi, cadı avcılığının ve bu dönemde yaşanan korkunç adaletsizliklerin simgesi olarak karşımıza çıkıyor. Salem Cadı Mahkemeleri, 1692 yılında Massachusetts'te gerçekleşen bir dizi dava ve infazlarla anılır. Toplumsal histeri, sahte suçlamalar ve dini aşırılık bu cadı avlarının temelini oluşturdu. Yüzlerce kişi cadılıkla suçlandı, 20’den fazla kişi idam edildi. Zindanlar, bu dönemde suçlanan kişilerin maruz kaldığı korkunç koşulları gösteriyor. Salem'deki bu olaylar, daha sonra Amerika'nın adalet sistemindeki reformlara ilham kaynağı oldu.
5. 1954: Sovyet Doktor Vladimir Demikhov ve İki Başlı Köpeği
1954 yılında Sovyet doktor Vladimir Demikhov, dünyadaki ilk iki başlı köpeği yarattı. Fotoğrafta, bir Alman çoban köpeğinin üzerine yerleştirilmiş daha küçük bir köpek görülüyor. Ne yazık ki her iki hayvan da dört gün içinde hayatını kaybetti. Vladimir Demikhov, organ nakli alanında öncü olarak kabul edilir. Çalışmaları etik dışı olarak eleştirilse de, daha sonraki organ nakli çalışmalarına temel oluşturdu. Bu deney, canlı hayvanlar üzerinde yapılan etik dışı deneylerin insanlık tarihindeki en ürkütücü örneklerinden biridir. İki başlı köpeğin yaratılması, bilim ve etik arasındaki ince çizgiyi gözler önüne seriyor.
6. II. Dünya Savaşı Sırasında Japonya'nın 731. Birimi
Japonya’nın II. Dünya Savaşı sırasında 731. Birimi, biyolojik savaş deneyleri yaparken insanları acımasızca kullanıyordu. Bu korkunç deneyler, savaş suçları arasında en trajik örneklerden biridir. Japonya'nın 731. Birimi, Mançurya’da gizli bir araştırma tesisi olarak faaliyet gösteriyordu. Bu birim, Çinli ve diğer savaş esirleri üzerinde biyolojik ve kimyasal silah testleri, cerrahi deneyler ve işkenceler yaptı. Birimin deneyleri, on binlerce insanın acı çekmesine ve ölümüne neden oldu. Savaş sonrası bu deneyler savaş suçu olarak tanımlansa da, birçok bilim insanı yargılamalardan kaçmayı başardı.
7. Joseph Goebbels'in Yahudi Fotoğrafçı Fark Etmeden Önce ve Sonraki Hali
Nazi Almanyası'nın Propaganda Bakanı Joseph Goebbels'in, bir fotoğrafçının Yahudi olduğunu fark etmeden önce ve sonra çekilen fotoğrafları, antisemitizmin derin izlerini gözler önüne seriyor. Joseph Goebbels, Hitler’in en sadık müttefiklerinden biriydi ve Nazi propagandasının mimarı olarak bilinir. Yahudilere karşı derin bir nefret besleyen Goebbels, bir fotoğrafçının Yahudi olduğunu öğrendiğinde yüzündeki ani değişiklik, antisemitizmin derinliğini ve nefretin insan yüzündeki etkisini gösteriyor. Bu an, Nazi rejiminin içindeki patolojik nefretin bir simgesi olarak tarihe geçti.
8. 1901: Blanche Monnier, Annesi Tarafından 25 Yıl Boyunca Hapsedilen Kadın
1901'de Fransız polisinin aldığı bir ihbar sonucu, 25 yıl boyunca annesi tarafından hapsedilen 55 kiloluk Blanche Monnier kurtarıldı. Bulunduğu anda çekilen bu fotoğraf, insanlık dışı bir esaretin izlerini taşıyor. Blanche Monnier'in hikayesi, Paris'teki yüksek sosyetede bir skandal olarak patlak verdi. Annesi ve ağabeyi, Blanche’ın bir adamla kaçmasını engellemek için onu odaya kilitlemişlerdi. 25 yıl boyunca gün ışığını hiç görmeyen Monnier, tamamen izole bir yaşam sürdü. Bu olay, Fransız toplumunu şoke etti ve aile içi istismar konusunda farkındalık yarattı.
9. Hiroşima’nın Atom Bombası Gölgesi
Hiroşima'ya atılan atom bombası sonrası, bir adamın gölgesi yere kazınmış halde bulundu. Bu gölge, atom bombasının yıkıcı etkisinin sessiz bir hatırlatıcısı olarak tarihe geçti. 6 Ağustos 1945’te Amerika Birleşik Devletleri, Hiroşima'ya atom bombası attı. Patlamanın gücü, insanların gölgelerini yere adeta "yakmış" gibiydi. Bu gölgeler, bir zamanlar hayatta olan insanların son izleri olarak günümüze kadar kaldı. Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan bombalar, İkinci Dünya Savaşı'nı sona erdirirken, insanlık tarihindeki en büyük trajedilerden birini yarattı.
10. 1960’lar: Pennsylvania’nın Efsanesi - Yüzsüz Charlie
1960’larda Pennsylvania’da çocuklar arasında "Charlie No-Face" olarak bilinen yeşil parlayan bir figürün efsanesi dolaşıyordu. Asıl hikaye ise çok daha trajikti: 1919'da, sekiz yaşındaki Raymond Robinson, 11.000 voltluk bir elektrik şoku geçirdi ve yüzü neredeyse tamamen yok oldu. Yıllar sonra, halktan kaçmak için gündüzleri bir münzevi olarak yaşamaya başladı. Raymond Robinson, "Green Man" ya da "Charlie No-Face" olarak tanınmaya başlandı. Hayatı boyunca halktan uzak durmaya çalışan Robinson, geceleri yürüyüş yapardı. Onu görenler, yüzündeki korkunç yaralanmalar nedeniyle onun bir hayalet ya da doğaüstü bir varlık olduğunu düşünürdü. Aslında bu trajik figür, toplumun yüzeysel yargılarına karşı insan onurunun direnişinin bir sembolü haline geldi.
11. Ted Bundy’nin Cinayet Kiti
Ünlü seri katil Ted Bundy'nin kullandığı cinayet kitinin içerikleri, onun soğukkanlı ve planlı cinayetlerini gözler önüne seriyor. Bu kit, Bundy’nin soğuk gerçekliğini temsil eden korkunç bir hatıra olarak günümüze kadar ulaşmış durumda. Ted Bundy, Amerika tarihinin en tanınmış seri katillerinden biridir. Cinayet kitinde, kurbanlarını kaçırmak, işkence etmek ve öldürmek için kullandığı çeşitli aletler bulunuyordu. Bundy’nin soğukkanlılıkla işlediği cinayetler, özellikle 1970’lerde Amerika’nın suç korkusunu derinleştirdi. Tutuklanmasından sonra Bundy, kendini savunma yetenekleri ve karizması ile dikkat çekti, ancak mahkeme onu idama mahkum etti.
12. BTK Katili Dennis Rader’in Gizli Yaşamı
1974 ile 1991 yılları arasında Kansas, Wichita çevresinde 10 kişiyi öldüren Dennis Rader, dışarıdan bakıldığında örnek bir aile babası ve izci lideriydi. Ancak, "BTK Katili" olarak bilinen Rader, mağdurlarını "Bağla", "İşkence Et", "Öldür" yöntemleriyle katlederken, gizlice kendi kendine bu korkunç paraphernali içerisinde fotoğraflar çekiyordu. Dennis Rader, BTK (Bağla, İşkence Et, Öldür) katili olarak tanındı. Çift hayatı, çevresindekiler tarafından asla fark edilmedi. Rader, cinayetlerini işlerken bir yandan da yerel kilise ve izci gruplarında liderlik yapıyordu. Yakalanması, modern forensik bilim ve dikkatli polis çalışmasının bir sonucuydu. Rader, cinayetleriyle ilgili itiraflarında son derece duygusuz ve detaycıydı, bu da onun psikopatoloji üzerindeki çalışmalara büyük bir katkı sağladı.
Yorum Gönder
Yorum yaparken, içerik konusuyla alakalı yorum olmasına ve yazım/dil bilgisi kurallarına uymaya lütfen özen gösterin.